Bireysel Emeklilik Fonlarınızı Değiştirin, Getirinizi Arttırın
- Smart Advice
- Dec 15, 2015
- 2 min read
Bireysel Emeklilik Sistemi'nin önemine ve avantajlarına neredeyse her gün değiniliyor. Şu ana kadar mutlaka en az bir kez aranmışınızdır diye düşünüyorum. Çoğumuzun aklına yatıyor ama hala bazı sıkıntılı noktalar var.
Bireysel Emeklilik Sistemi'ne girmek, en temel insan içgüdüsü olan yaşama içgüdüsünün tatmini için savunma mekanizmalarımızı destekleyen önemli bir araç. Benim bakış açım biraz daha farklı. "Yaşama İçgüdüsünün Tatmini İçin Bireysel Emeklilik Davranışı" yazımda kısaca anlatmaya çalışıyorum.
Sistemin en büyük hatalarından biri "Finansal Danışman" tanımının yanlış kullanılması oldu ve bunun yüzünden katılımcılarda büyük bir antipati oluştu. "Finansal Danışman" veya "Finansal Güvence Danışmanı" demek bireysel emeklilik ve hayat sigortaları satan müşteri temsilcileri demek değil. Finansal Danışman ile ilgili bu yanlış algıyı düzeltmeye çalışıyorum. Zaten bu hata yapıldığı için gelidiğimiz noktada katılımcılar getirilerden memnun değil. Sisteme olan güvenleri azalmış durumda. Devlet katkısının olması bile uzun vadede sistemde kalınmasını sağlayamıyor.
Ortalama sistemde kalma süresi 3 yıl. Oldukça düşük bir süre. Son 3 yıllık fonların getirilerinin ortalaması aşağı yukarı 8%. Enflasyon oranında bir getiri sözkonusu. Yatırımlarımızın ancak değer kaybını engellemek mümkün. Üstüne ilave getiri almak çok zor. Fonların 70%'si sabit getirili menkul kıymetlerde. Fon dağılım değişiklik hakkı yılda 6 ama katılıcımların 90%'undan fazlası fon dağlım değişiklik haklarını kullanmıyor. Fonları yöneten portföy yönetim şirketleri dinamik ve aktif bir yatrıım stratejisi uygulamıyor ve yüksek yönetim ücretleri alıyor. Tüm bu şartlar altında sistemin gelişmesini beklemek gerçekçi olmuyor.
Herşeye rağmen sistemde kalmak ve düzenli ödeme yapmak çok önemli. Zorunlu bir tasarruf mantığı oluşturmak ve uzun vadeli yatırım stratejisi anlayışına sahip olmak birikim yapmanın yolu. Devlet katkısı önemli bir destek. Bundan mümkün olduğunca faydalanmak lazım.

Ve asıl kritik nokta: Fon dağılım haklarımızı kullanmak
Yılda 6 kez fon dağılımını değiştirme hakkımız var. Hepsini kullanmak piyasa şartlarına göre mümkün olmayabilir. Ancak yapılacak birkaç değişiklik getirilerimizi önemli ölçüde arttırabilir. İşte Finansal Danışman bu noktada önemli bir role sahip. Ama malasef sistemde böyle bir işleyiş bulunmuyor. Son dönemlerde bazı şirketler bu açığın farkında ama tavsiyelerde bulunacak kaliteli ve bilgili danışmanların sayısı az.
Piyasa beklentilerine ve yatırım stratejilerine göre risk getiri profilimizle uygun fon dağılımlarını değiştirmek daha iyi getiriler elde etmemizi sağlayabilecek. Bunun kesin bir dönemi bulunmuyor. Şartlara ve hedeflerimize göre karar verip değişliklik haklarımızı kullanıyoruz. Ben en fazla bir yıl içinde 4 kez değişiklik hakkımı kullandım.
2016 yılı için yatırım stratejime göre kendi planımı yukarıdaki grafikte görüldüğü üzere eurobond ağırlıklı fonda değerlendiriyorum. Aslında 2015 yılının ortalarından itibaren bu şekilde bir fon dağılımı oluşturdum. Döviz ağırlıklı bir fon portföyünün oluşturulması gerektiğine inandığım için ona göre bir fon dağılımı yapmam gerekti.
Malasef emeklilik fonlarında mevzuat gereği nakit veya mevduat ağırlıklı bir döviz fonu bulunmuyor. Mecburen bir sabit getirili menkul kıymete yatırım yapmak gerekiyor. Faizlerin yükselmesi sonucunda eurobondlardan zarar yazmak kaçınılmaz olacak. Döviz cinsinden kaynaklanan değer artışlarının bunun üzerinde olması beklentisinden dolayı bu şekilde bir dağılım yapıyorum. Bu strateji orta risk getiri profili için geçerli.
Yüksek risk getiri profili için yabancı para cinsinden teknoloji hisse senetlerine yatırım yapan fon portföyü ve düşük risk getiri profili için de para piyasası fon portföyünü düşünmek gerekiyor.
Comments